COĞRAFYACI NE İŞ YAPAR? NE İŞE YARAR?
Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Mezunları hiçbir iş yapmaz, hiçbir işe yaramaz. Çünkü Coğrafya bölümünden mezun olduktan sonra almış olduğu eğitimin gerektirdiği hiçbir Kamu Kurum Kurumlarında istihdam imkanı bulamaz. Bu bölümden mezun olanların devlet tarafından tanınmış bir unvanı bile yoktur. Mezunların Milli Eğitimde Öğretmen olabilmeleri için bir yıl daha okuyup formasyon almaları gerekmektedir. Üniversitelerde Araştırma Görevlisi olabilmeleri için ise bir çok aşamadan geçip torpili de sağlam bulup kalabilmektedir. Dershanelerde ise tamam iş imkanı bulabilmektedir ama dershanelerde kapatılıp özel okullara dönüştürüleceği için yine buralarda da formasyon istenecek. Buraya kadar saydığım istihdamların hepsi öğretmenliktir. Peki Coğrafya Bölümleri, Coğrafya öğretmenliği için geçiş sayılan bir bölümüdür? Coğrafya bölümlerinde okuyan veya mezun olanlar tercihlerini yaparken Coğrafya Öğretmenliği bölümlerini görmeyip özellikle mi Coğrafya bölümlerini tercih etmişlerdir? Maden bu bölümden mezun olanlar öğretmen haricinde olamıyorsa ya Coğrafya Bölümlerini kapatın yada hepsini Coğrafya Öğretmenliği yapın.
Coğrafya bölümü mezunlarının kamu kurumlarında istihdam edilebilmesi için öncelikle devletin Coğrafyacı ünvanını tanıması gereklidir. Şuan bununla ilgili olarak TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yer alan 18/01/2012 tarih ve 2/345 esas nolu; Teklif ile kamu kurum ve kuruluşlarında coğrafyacı kadrosunun ihdas edilebilmesi ve bu kadronun ait olacağı sınıfın belirlenmesi amaçlanmıştır. Başlıklı kanun teklifinin komisyonun onayından geçmesi gerekmektedir. Ama maalesef bir yıldan fazla bir zamandır komisyonda beklemektedir. Yakın bir zamanda da KADÜK yani geçersiz sayılacaktır.
Akademisyenlerimiz bu kanun teklifinin onaylanması için çok mücadele ediyorlar. Uyumuyorlar, oturmuyorlar, yemiyorlar, içmiyorlar ve TBMM’nin önünde çadır kurup bu kanun teklifi onaylanmadan bir yere gitmeyiz diyorlar. Bu mücadelelerinden dolayı hepsine ne kadar teşekkür etsek azdır. Hangisine sorsak bizim bu halimiz ne olacak diye. Bizim yapacak bir şeyimiz yok, gücümüz yetmiyor. Şu hocanla görüş, şu yapabilir, İbrahim Atalay Hocan deyip. Kendilerinin üstünden atıyorlar. Peki üniversitelerde ben Akademisyenim deyip Azrail kesilenler kim acaba? Peki bilim adamı olarak hangi kapıyı çalsalar açılmaz? Peki hangi siyasi ile görüşseler görüşleri kabul görmez? Peki akademisyenlerimiz kibirlerini ve ünavanlarını bir tarafa bırakıp bir araya gelip bunun için ne yapabiliriz derler? Peki bu kanun değişikliği tasarısı için akademisyenlerimiz bir heyet oluşturup Komisyon başkanı ve üyeleri ile görüşemezler mi? Peki akademisyenlerimiz siyasilerimize binlerce coğrafyacı işsiz, aldıkları eğitimin dışında meslek guruplarında çalışmak zorunda, coğrafyacılar DSİ, Karayolları, Meteroloji ve Belediyeler gibi kamu kurumlarında çalışmayı hak ediyor, coğrafyacılar buralarda istihdam edilirse devlete çok faydası olur diyemezler mi? Tabi ki hata ediyorum Akademisyenlerimizden özür diliyorum. Akademisyenlerimiz akademik kariyerleri için ünvanlarını yükseltebilmek için koltuklarından olmamak için çok çalışıyorlar. Bizimkide iş değil bu kadar işlerinin içinde akademisyenlerimizden bir şey istemek olur mu? Zaten bu yazımı okumazlar okusalar da gülerler geçerler. Ne diyor bu Kral çıplak diyor, görmüyor mu kralın üstündeki güzel ipek elbiseyi derler.
Evet biz Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümlerini sadece Lisans mezunu olabilmek için okuduk. Birde çok şükür o hakkı verdiler erkek mezunlar için askerliği kısa dönem yaptırıyorlar. İşte ben ve benim gibi düşünenler bu bölümü Lisans mezunu olabilmek için okuyan delilerdeniz? Saygılarımla.